Sunulan mal ve hizmetlerin kalite ve kaliteyi ifade edebilecek tüm olumlu tanımlamalarla özdeşleşerek tek bir kelime, cümle ya da sadece bir simgede toplanmasına olanak tanıyan markaların tescili, kritik bir öneme sahiptir.

Tescil edilmeyen bir marka dış tehditlere tamamen açıktır. Tescilli bir marka ise ülke hukukunu arkasına alarak kalitesini yüzyıllar boyu aynı isim ya da işaret altında sürdürebilme olanağına sahiptir.

Bu bağlamda markaların tescil sürecine bütünsel bakmak günümüzde artık bir zorunluluktur. Markanın oluşumu artık şirketlerin, ürünlerin doğuşu hatta doğuşundan daha önce düşünülmesi ve zemininin oluşturulması gereken bir husustur. Aksi takdirde firmaların hem maddi hem de ticareti kayıplar yaşaması kaçınılmazdır.

Markalar, sadece tescil edildiği ülke sınırları içinde koruma elde etmektedir.

Marka hukukunun altında yatan genel felsefe global olarak ortak anlamlar taşısa da hukuksal haklar ülkeler arasında farklı yaklaşımlar içermektedir.

Marka tescil sistemine göre markanın incelenmesi, Müracaat sonrasında patent ofisinin değerlendirme kriterleri, ilan edilmesi ve tesciline karar verilmesi çoğunlukla ortak yaklaşımlardır. İlanın süresi, süreç içindeki yeri, itirazın kapsamı gibi detaylar ise danışmanlık kapsamına giren hususlardır.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>